Dünya genelinde 150’den fazla ülkede halk sağlığı sorunu olmaya devam eden kuduzun her yıl on binlerce kişinin hayatına mal olduğunu belirten Çelik, “Bu ölümlerin %40’ı ne yazık ki 15 yaş altındaki çocuklarda görülüyor. Türkiye, Kuduz yönünden endemik bir bölgede yer alıyor. Ülkemizde yılda yaklaşık 250 bin kuduz riskli temas bildiriliyor ve 1-2 vaka tespit ediliyor. Şanlıurfa’da da son yıllarda kuduz kaynaklı kayıplar yaşadık. Bu nedenle kuduz, nadir görülse de güncelliğini koruyor” dedi.
Kuduz Nasıl Bulaşır?
Kuduzun özellikle yabani hayvanlar (tilki, kurt, çakal) ve köpek ısırıkları sonrası bulaştığını söyleyen Çelik, “Virüs merkezi sinir sistemine ulaştıktan sonra belirtiler ortaya çıkarsa hastalık %100 ölümcül seyrediyor. Ortaya çıktıktan sonra özgün bir tedavi yok. Bu nedenle temas sonrası korunma büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
Temas Sonrası Yapılması Gerekenler
Doç. Dr. Çelik, kuduz şüphesi durumunda izlenmesi gereken adımları şu şekilde sıraladı:
Yaranın bol su ve sabunla hemen yıkanması (mümkünse basınçlı su ile).
Hekimin uygun gördüğü durumlarda antibiyotik ve tetanoz aşısı yapılması.
Kuduz aşısı ve gerekirse kuduz immünglobulini uygulanması.
Aşılanan kişilerin takvimde belirtilen tarihlerde tüm dozlarını eksiksiz tamamlaması.
Fare, sıçan, sincap, tavşan ve kümes hayvanı ısırıkları ya da sağlam deriye temas gibi durumlarda ise kuduz aşısına gerek olmadığını da ekledi.
Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları
Doç. Dr. Çelik, hastane personeline yönelik düzenlenen bilgilendirme toplantısında da kuduz hastalığı, aşı uygulamaları ve korunma yöntemleri hakkında eğitim verdi.
Vatandaşlara Çağrı
Çelik, “Kuduz şüphesi taşıyan bir hayvanla temas eden vatandaşlarımız, vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Çünkü hastalık belirtileri başladıktan sonra tedavi imkânsız hale geliyor” uyarısında bulundu.
