Dr. Kaplan, HIV’in bağışıklık sistemini hedef alan bir virüs olduğunu belirterek, günümüzde erken tanı ve düzenli tedavi ile HIV ile yaşayan bireylerin sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürebildiğinin altını çizdi.
Erken Tanı Hayat Kurtarıyor
HIV’in uzun süre belirti vermeden ilerleyebileceğine dikkat çeken Dr. Kaplan, özellikle riskli temas sonrası test yaptırmanın hayati önem taşıdığını vurguladı. Erken tanı ile başlanılan tedavinin virüsün çoğalmasını kontrol altına aldığını ve hastalığın AIDS evresine ilerlemesini engellediğini ifade etti.
Bulaş Yolları ve Korunma Yöntemleri
HIV’in korunmasız cinsel ilişki, enfekte kanla temas ve steril olmayan enjektör kullanımıyla bulaşabildiğini hatırlatan Dr. Kaplan, gebelik, doğum ve emzirme dönemlerinde anneden bebeğe geçiş riskine de dikkat çekti. Bu nedenle gebelik döneminde HIV tarama testlerinin hem anne hem de bebek sağlığı için kritik olduğunu belirtti.
Korunmalı cinsel temas, steril enjeksiyon malzemesi kullanımı ve kişisel bakım ürünlerinin paylaşılmaması gibi önlemlerin bulaş riskini büyük ölçüde azalttığı ifade edildi. Ayrıca sarılmak, tokalaşmak, ortak tabak, bardak veya günlük temaslarla HIV’in bulaşmadığının altı çizilerek toplumdaki gereksiz kaygıların giderilmesi gerektiği vurgulandı.
“Mahremiyet ve Bilimsel Standart Önceliğimiz”
Hastanede HIV tanı ve tedavi süreçlerinin hasta mahremiyeti gözetilerek ve bilimsel rehberlere uygun biçimde yürütüldüğünü söyleyen Dr. Kaplan, danışmanlık ve bilgilendirme hizmetleriyle bireylerin ve toplumun desteklenmeye devam edeceğini ifade etti.
Dr. Kaplan, “HIV ile mücadele; doğru bilgi, farkındalık ve toplumsal destekle mümkündür. Bugün hep birlikte bilinç oluşturmak için adım atalım” diyerek mesajını sonlandırdı.
1 Aralık Dünya HIV/AIDS Günü vesilesiyle toplum genelinde farkındalık çalışmalarının önemine bir kez daha dikkat çekildi.
